Rakı içtim şarab içtim, ölem ben, ölem ben (2)
Geçen hafta başladığımız “Rakının metil alkolle olan bedbaht izdivacı” adlı öykümüze kaldığımız yerden devam ediyoruz. Türklere işlemez denilen formik asidin yaptıkları ayan beyan ortaya çıkınca ve kimse de rakı zevkine ara vermeyi düşünmeyince, siz sevgili okuyucularımızı önlemler ve tedavi konusunda aydınlatmak farz oldu.
Önce beylik önlemler…
Eski ve yıpranmış etiketli, hologramsız içkilerin alınmaması, alışverişlerde daha dikkatli ve titiz olunması akla ilk gelenler. Son kullanma tarihleri geçmiş, ambalajı eskimiş veya yırtılmış ürünleri almamak gerek.
Son dönem alkol zehirlenmelerindeki temel nedenin rakı ve benzeri içeceklere etil alkol yerine toksik etkili metil alkol konulması olduğunu anlatmıştık. İşte metil alkol için kan düzeyindeki 20 mg/dl üzeri dozlar Zaralı kabul ediliyor. 40 mg/dl çok ciddi bozukluklara yol açıyor, 80-100 mg/dl düzey genellikle öldürücü sınır olarak kabul ediliyor.
Metil alkol alındıktan sonra ilk 5 saatte sarhoşluk ve gastrit ön planda oluyor. 30 saatten sonra ciddi metabolik asidoz (biriken asit nedeniyle, vücut işlevinin bozulması) gelişiyor.
Zehirlenmelerde, baş ağrısı, uyuşukluk, denge sağlamada güçlük, kusma, bulanık görme veya ileri aşamada görmede tam kayıp gelişebiliyor ve tedavi edilmeyen olgularda sara nöbetlerine benzer felç, koma ve ölüm görülebiliyor.
Ölüme ilk 24 saat içinde pek sık rastlanmıyor. Zehirleme belirtileri bazen birkaç gün gecikmiş de olabiliyor, bu durumda daha sonraki seyir çok hızlı gelişiyor.
Ölümle sonuçlanan olguların çoğunda, kan metil alkol düzeyi 150-300 mg/dl gibi yüksek düzeylerde. Yani sahte rakı da olsa insanın kendi ölüm fermanını imzalaması öyle kolay değil. Hani deyim yerinde ise küfelik sınırlara yaklaşmak gerek.
Gelelim yapılacaklara…
Metil alkolün ağız yoluyla alımı tespit edilirse kişinin hemen kusturulması gerekiyor. Metil alkol, rakı gibi içkilere oranla daha fazla miktarda alkol içerdiği için vücuttaki tahribatı da daha büyük ve hızlı oluyor.
Öncelikle yanlış bilinen bir konuyu düzeltelim. Alkolden zehirlendiğini düşünenler, 'panzehir' diyerek kesinlikle tekrar alkol almamalı. Böyle bir davranış kişiyi komaya sokup öldürebilir. Metil alkol zehirlenmeleri tedavisinde etil alkol kullanıldığı doğru. Ancak etil alkol verilmesi tek başına yeterli değil. Başka tedaviler de uygulanıyor. Etil alkol, tedavide damardan küçük miktarlarda ve kontrollü olarak kullanılıyor.
Ani zehirlenmenin tedavisi hastanın genel durumunun yakından izlenmesi aslında. Eşlik eden yaralanma ve hastalıklara müdahale önemli. Eğer başka bir anormallik yoksa, hafif ve orta derecede zehirlenmeler için kan düzeyi ölçümü gerekli değil. Ama önerenler de var. Alkol seviye ölçümünün bir avantajı da şüphe edilmeyen
benzeri madde zehirlenmelerinin de tespit edilebilmesi.
Alkol zehirlenmesi başka hastalıklarla da benzerlikler gösterebileceği için ayırıcı tanı önemli. Şimdilerde moda diye her gelen bilinci bulanığa alkolden zehirlenmiştir diye düşünüp önemli bir hastalığı atlamak da mümkün.
Alkol zehirlenmelerinde diğer çoğu zehirlenmede olduğu gibi aktif kömür tedavisi pek işe yaramıyor. B grup vitaminlerin yararı var. Tiamin ve folat deneniyor. Hafif
olgularda sıvı tedavisiyle sorun çözülebiliyor.
Ancak ciddi sinir sistemi hasarı olanlarda solunum durması nedeniyle klinik bozulabiliyor ve olay farklı bir boyuta gidebiliyor. Alkoliklere başka ilaç kullanıp kullanmadıkları da sorulmalı. Geçmişte etanolün yerine veya etanolle birlikte metilen ve etilen glikol de kullanılmaktaydı mesela. Bugünse alkoliklerin en sıkı kullandıkları ilaç kokain. Ağır hastalar ciddi bir yoğun bakım izlemi ve kompleks tedavi gerektiriyor.
Olguların çok azı ağır veya ölümcül seyrediyor. Esas önemli nokta içtiğiniz sahte rakı bile olsa ölçülü olması. Doz yükseldikçe tehlike artıyor.
Konunu önemini vurgulamaya çalışırken sizleri mümkün olduğunca paniğe kaptırmamaya çalıştık. Ama en azından şu günler geçene dek her türlü alkol alımında dikkatli olunmasında yarar var. Zaten zehirlenme olgularında ilk günkü hız da yavaşladı gibi.
Son günlerin çarpıcı paradoksuna atıf yaparak bitirelim. Rakı, Suma diye isimlendirilen yüksek dereceli kuru ve yaş üzüm ispirtosunun, anason tohumu ile ikinci defa damıtılmasından elde edilen bir içki aslında. Sumaya ise Fransızca’da “hayat suyu” anlamına gelen eau-de-vie denmekte.
Sağlıcakla kalınız…
Dr. Serdar Günaydın
www.hurriyetim.com.tr
27 Mart 2005